Dünya üzerinde günümüze kadar birçok medeniyet kuruldu. Bu medeniyetlerin kendine ait kültürleri ve inançları vardı, bu nedenle günümüze kadar ulaşan bazı eserler bulunuyor. Bu eserlerin korunması için ise “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmesi” oluşturulmuştur. UNESCO Dünya Miras Listesi oluşturmanın amacı evrensel değerlere sahip çıkmak ve yaşatmaktır. Bazı doğal oluşumlar, sitler ve anıtlar başvurudan sonra gerekli evraklar tamamlandığında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınabiliyor. Türkiye konumundan dolayı birçok medeniyetin yerleşim noktalarından olmuştur ve ülkemizde de bu listeye giren 19 adet varlığımız vardır.
Tarihi Yarımada İstanbul
Tarihi Yarımada olarak adlandırdığımız İstanbul M.Ö. 7. yüzyılda kurulmuştur. Kent konumu nedeniyle tarihte de uygarlıklar için oldukça önemli bir bölge olmuştur ve günümüze kadar büyük devletlere başkentlik yapmıştır (Roma, Doğu Roma ve Osmanlı Devleti). İçerisinde birçok farklı dini ve kültürel yapılara sahip olan İstanbul 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiştir. İstanbul’da UNESCO tarafından koruma altına alınan yerler içerisinde 4 bölge bulunuyor: Sultanahmet Sit alanı (Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı), Süleymaniye Koruma Alanı, Zeyrek Koruma Alanı ve İstanbul Kara Suları koruma alanı içerisinde yer alıyor.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)
UNESCO Dünya Miras Listemizde yer alan bir diğer kültürel varlığımız ise Divriği Ulu Camii ve Darüşşifasıdır. Kültürel mirasımız olarak 1985 yılında listeye giren Ulu Camii Sivas’ta yer alıyor. 13. yüzyılın başında Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından yaptırılmıştır. İslam mimarisinin görüldüğü cami iki kubbeden ve ona bitişik halde bulunan bir hastaneden oluşmaktadır. Divriği Ulu Camii’nin olağanüstü mimarisinin dışında üstünde bulunan taş işlemeleri de Anadolu kültürünü yansıtmaktadır.
Pamukkale-Hierapolis
Hem kültürel hem de doğal mirasımız olan Pamukkale travertenleri ve Hierapolis Arkeolojik Kenti UNESCO Dünya Miras Listesine 1988 yılında alınmıştır. Türkiye’nin Denizli ilinde Menderes Nehri Vadisi’nde yer alıyor. Pamukkale travertenleri sıcaklığı 35°C den 100°C’e kadar sıcaklık aralıklarının bulunduğu 17 farklı sıcak su kaynağı vardır. Yerli ve yabancı turistlerin oldukça tercih ettiği bu şifalı sular romatizma, sindirim, kalp rahatsızlıkları, solunum, dolaşım ve deri hastalıklarına faydalıdır. Hierapolis Antik Kenti M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Kralı 2. II. Eumenes tarafından kurulmuş ve adını ise kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı düşünülmektedir. Kent döneminde metal ve taş işlemeciliği, dokuma kumaşları ile ünlüdür ve anı zamanda Frigya bölgesinin başkentliğini yapmıştır.
Nemrut Dağı
2.150 metre yüksekliğinde olan Nemrut Dağı, Türkiye’nin Adıyaman ilinde Toros Dağ silsilesinde bulunuyor. Bu bölgedeki dev heykeller ve Antiochos tümülüsü, Karakuş Tepe, Eskikale, Yenikale ve Cendere Köprüsü milli parkın içerisinde yer alan kültürel miraslarımızdır. Alanın içerisinde Aslanlı Horoskop heykeli yer alıyor ve bu aslanın üzerinde 16 ışından oluşan 3 adet yıldız bulunmaktadır. Bu 3 yıldız Mars, Merkür ve Jüpiter’i temsil ettiği düşünülmektedir. Tarihte bilinen en eski horoskop olma özelliğini taşıyor ve Nemrut Dağı’ndaki heykeller Helenistik, Pers sanatı ve Kommagene ülkesinin sanatı birleştirilerek yapılmıştır. Ayrıca bu bölgede oldukça önemli heykeller ve anıt mezarlar bulunuyor. 1987 yılında Nemrut Dağı UNESCO Dünya Miras Listesine kültürel varlık olarak eklenmiştir.
Safranbolu Şehri (Karabük)
14. yüzyıldan beri Türklerin hakimiyetinde olsan Safranbolu’da Osmanlı kent mimarisi tamamen görülmektedir. Batı Karadeniz’de yer alan kent adını bu bölgede yetişen bitki olan safrandan almıştır. 18. yüzyılda Asya ve Avrupa’da konumundan dolayı ticarette oldukça önemli lokasyonlardan olmuştur. Kentin günümüze kadar gelen bozulmamış dokusu, ahşap evleri, anıtsal yapıları ve dükkanlarıyla bölgeyi ziyaret eden turistlerin ilgisini çekiyor. 1994 yılında Safranbolu evleri UNESCO Dünya Miras Listesine giren 9. kültürel mirasımız, bütünüyle sit alanı ilan edilmiştir. Şehirde gezilecek yerlerin yanında konaklardan dönüştürülen oteller ve restoranlarıyla ziyaretçilerini ağırlıyor.