Tarihin akışını değiştiren, şimdiye kadar bilinen tüm ezberleri unutturan Göbeklitepe, son dönemin en popüler sit alanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe müzesi henüz yeni keşfedilmiş olmasına rağmen her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından çok fazla tercih ediliyor. Mistik atmosferi, yüzyıllar öncesinden kalma tarihi eserleri ve hayranlık uyandıran eserleri ile tarihçilerin odak noktası durumunda. Siz de Göbeklitepe’nin sırrı nedir diye merak ediyorsanız ve bu eşsiz döneme yolculuk yapmak isterseniz, 12 bin yıl öncesinden günümüze kadar korunmayı başarmış tarihin en eski ve en büyük tapınağını birlikte inceleyelim.

Göbeklitepe Nasıl Keşfedildi?

Göbeklitepe’nin tarihi Mısır Piramit’lerinden de eski olmakla birlikte 12.000 yıl öncesinde dayanıyor. Her ne kadar tarihi kaynaklarda yerleşim yeri olarak bilinse de bu alanın o dönemde yaşayan insanları bir araya getiren buluşma noktası, dini merkez ya da tapınak olduğu iddia ediliyor. İlk kez 1963 yılında Chicago ve İstanbul Üniversitelerinin iş birliği ile bölgede yapılacak olan “Güneydoğu Anadolu Araştırma Projesi’ne” dahil edilen sit alanında kazı çalışmaları 1995 yılında başlamış olup, araştırmalar günümüzde hala devam etmektedir. 1995 yılında Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt bölgeyi ziyaret ettiğinde şuan hala kazı çalışmalarının sürdüğü alanda büyük bir höyük olduğunu iddia ederek çalışmalara başlamıştır. Kireçtaşı platformu üzerinde yer alan tepenin doğal olmadığını belirten Schmidt, kısa süre içerisinde kazı çalışmalarını hızlandırmış ve çok geçmeden tarihin en eski tapınağına dair değerli parçaları yeryüzüne çıkarmaya başlamıştır. Zamanla dairesel olarak tasarlanmış 12 monolitik sütun ve bunların ortasında yer alan karşılıklı iki ayrı sütunun bulunduğu kazı alanı hala popülerliğini korumakta olup, tüm dünya tarihçileri tarafından takip edilmektedir.

Göbeklitepe’nin Tarihi Önemi Nedir?

Göbeklitepe bulunmadan önce Cilalı Taş Devri yani Neolitik dönem ile tarımın başladığı ve insanların yerleşik hayata bu sayede geçtiği biliniyordu. Ancak Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasıyla birlikte insanlığın Piramit’lerden de öncesinde Taş Devri’nde tarım ile uğraştığı ve yerleşik hayata geçtiklerini kanıtlıyor. Tarihi tüm verileri alt üst eden eşsiz kazı alanında yaklaşık olarak 20 adet, T şeklinde dini yapı olarak inşa edilmiş sütunlar yer alıyor. Göbeklitepe’nin hikayesi ise bu sütunların Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından tespit edilmesi ile başlıyor. Üzerlerinde el, kol, hayvan tasvirleri ve semboller bulunan sütunlardan günümüzde bir kısmı hala bulunamamış olup çalışmalar devam etmektedir. Göbeklitepe’nin önemi her geçen gün biraz daha fazla arttığı gibi yapılan kazılarda bulunan kafatası parçaları ise dünyanın en erken oyulmuş kafatasları olarak değerlendirilmiştir.

Göbeklitepe Ne Zaman Dünya Miras Listesine Girdi?

2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1.derece sit alanı olarak ilan edilen bölge, Nisan 2011 ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmiştir. 7 sene boyunca Dünya Mirası Listesi’ne adaylığını koruyan tarihi kazı alanı 2018 yılında ise UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Göbeklitepe’de ne yapılır, atmosferi nasıl diye merak ediyorsanız, hemen görülmesi gereken yerler listesine ekleyerek keyifli vakit geçirebilirsiniz. Dünyanın en eski yerleşim yerine ait birbirinden farklı kabartmaları, hayvan figürlerini ve ağırlığı 40 ile 60 ton arasında değişen sütunları inceleyerek dönemin yaşam tarzı hakkında ipuçları elde edebilirsiniz. Tamamen dönemin ilerisinde mimari teknikler kullanılarak tasarlanan tapınakta, oldukça ağır sütunların kimler tarafından ve nasıl taşındığı ise hala gizemini koruyor.

Göbeklitepe’ye Nasıl Gidilir?

Tarihe yön veren ve hala gizemini koruyan Göbeklitepe, özellikle yaz aylarında en turistik mekanlar arasında yer alıyor. Ulaşım sağlamak istiyorsanız toplu taşıma aracı olmadığı için araba kiralama sizin için doğru bir seçim olabilir. Yolculuğunuzu güvenle ve sorunsuz tamamlamak isterseniz SIXT rent a car şubelerini ziyaret ederek dilediğiniz aracı en kısa sürede kiralayabilirsiniz. Yapılan çalışmalarda insan eliyle saklandığı tahmin edilen, sıvı geçirmeyen özel bir zemine oturtulan ve buğdayın ana yurdu olarak kabul edilen Göbeklitepe sit alanına doğru yola çıkarak tarihin tozlu sayfalarındaki en yeni bulgulara tanıklık edebilirsiniz.

Popüler Yazılar

BİZİ TAKİP EDİN

İçindekiler